Başı Göğe Erenler \ Overjoyed Ones
Sanatçı: Mürüvvet Türkyılmaz
Küratör: Işın Önol
Türkyılmaz, bu mekan için özel olarak ürettiği desenlerini ‘Başı Göğe Erenler’ başlığı altında, bir ses enstalasyonu ve resimleri arasındaki ufuk çizgisini tamamlayan yazı-çizgileri ile birlikte sergiledi.
Mürüvvet Türkyılmaz
Başı Göğe Erenler
Artvarium - Proje4L/Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, İstanbul
31 Mayıs - 14 Temmuz 2007
Küratör
Işın Önol
Artvarium, müzenin ne tamamen içinde ne de sergi alanının tamamen dışında yer alan mütevazı bir proje odasıdır. Ana sergi alanından üç basamakla ayrılıyor, ancak her iki kattan da görülebilen cam duvarı sayesinde ana sergi alanına yeniden bağlanıyor. Dolayısıyla bu proje odasında gerçekleşen sergiler bir yandan koleksiyondan bağımsız kendi ifadelerine sahip olurken, diğer yandan da onunla bir diyalog kuruyor.
Mürüvvet Türkyılmaz'ın yaklaşan Artvarium sergisi “Neşeliler” başlığını taşıyor. Yerleştirme, bir ışık ve ses enstalasyonunun yanı sıra, bu proje odası için özel olarak üretilmiş, Babil Kulesi'nden petrol kulelerine uzanan altı kule çiziminden oluşuyor. Resimler arasında ufuk çizgisini çizerken, hayatımızın sıradan ve efsanevi yükselen imgelerini vurguluyor.
İlk dönemlerinden itibaren Türkyılmaz'ın çalışmalarında tutarlılık ve “düşünce birliği” kolayca gözlemlenebilen olgular olmuştur. Seçilen imgeler, nesneler ve teknikler dönüp dolaşıp yeni bir bağlamda geri geliyor. Aynı şekilde, sanat eserleri de uzun vadeli düşünme ve üretim sürecini görünmez bir çerçevede gururla sergiliyor: kavramsal yapı, el emeği göz nuru çalışmalarla bir araya gelerek görsel bir şölen yaratıyor.
Türkyılmaz, bu çizim serisi için daha önceki çalışmalarında da kullandığı grafit tekniğini kullandı. Bu teknikle, sadece sınırları çizerek değil, imgelerin içini ve dışını doldurarak ve “boş sınırlar” yaratarak çizim fikrini çarpıtıyor. Coğrafya, sınır, harita, haritalama, parçalanma, yalnızlık gibi konular ve bunların zaman ve mekânla ilişkisi ile ilgilenen Türkyılmaz, ufkumuzun sınırlarını zorlayan dikey yapı elemanlarının yarattığı ikilemi sorguluyor. Bu sorgulama için kullanılan imgeler, gökyüzünü kazıyan yüksekliklerine tanıklık etmek için başımızı kaldırdığımızda bizi dehşete düşürecek güce sahip; ancak aynı zamanda günlük hayatımızın sıradan nesneleri. Türkyılmaz'a göre, “ülke, kent ve kasaba kavramlarının gelişen tanımları yataydan dikeye doğru aktarılırken, yüksek gerilim direkleri, radyo ve petrol kuleleri vb. ile inşa edilen iletişim ve erişim yolları toplumsal yaşam hızımızı belirliyor.”
Türkyılmaz'ın bu yerleştirmesinin yüksek bir binanın giriş katında yer alan bir galeride sergileniyor olması tesadüf değil. “Gökyüzü hurdacılarının temel atma törenlerinin sınıfsal eşitsizliğin yarattığı derin uçurumlarda düzenlendiğini” belirtirken ve sorarken. Bakalım ruhlarımız gökyüzüne ulaşabilecek mi?” Türkyılmaz, bir yandan bu mimari yapıların fiziksel ve politik hayatımızdaki rolünü sorgularken, diğer yandan onların kaçınılmaz varlıkları arasında kendi yerini arıyor.
-Işın Önol
Bizi Destekleyin Üyelik Kategorileri
* Müze Dostu Olmak
* Sponsor Olmak: Katalog, Etkinlik, Sanatçı Projeleri, Rezidans, Atölye Çalışmaları