“Sanatla, müzikle yaşadım” – Abdurrahman Öztoprak
Elgiz Müzesi, Türk Soyut sanatının öncülerinden Abdurrahman Öztoprak’ın eserlerini, sanatçının vefatının birinci yılında “Öztoprak’ın Anısına…” adı altında sergiliyor. Küratörlüğünü Haşim Nur Gürel’in yaptığı sergi 20 Eylül – 01 Aralık tarihleri arasında gösterimde idi.
“Öztoprak’ın Anısına…” sergi açılışıyla eş zamanlı yayımlanan kitabında olduğu gibi sanatçının geometrik, yalın ancak lirik ayrıntılarla bezeli, ışıklı kurgularını özgün deneysel diliyle oluşturduğu son dönem eserlerine vurgu yaptı.
Sergi aynı zamanda, az sayıda eseri olmasıyla bilinen Abdurrahman Öztoprak’ın, sanat çevrelerinden uzak bir çeşit inziva hayatının içinde, müzikle, şiirle ve duygularıyla gelişen sanatına yakından bir bakış sunuyor.
Abdurrahman Öztoprak, Resim 483, 2012, Elgiz Koleksiyonu
Cesur Kırmızılar…
Serginin küratörü Haşim Nur Gürel Öztoprak resimleri için “baş başa kalıp birlikte zaman geçirebildiğinizde ve incelendiklerinde yavaş yavaş derinizin altına sızıp sizi etkileri altına alan – pastel yeşillerin, morların, mavilerin, grilerin ve cesur kırmızıların siyah fon üzerinde altın, gümüş ve bakır zerrecikleri püskürtmeleri ile iç içe örüldüğü görülebilir ve resmin en alt katmanından üsttekine bir yükseliş sezilebilir” diyor ve sanatçının 2005 sonrası ara renk tonları ile zenginleştirdiği yapıtlarında giderek daha az altın ve gümüş zerrecikleri püskürtme tekniği kullanmasına dikkat çekti.
Çağdaşlığın ötesinde…
Ca’Pesaro Uluslararası Modern Sanat Müzesi direktörü, Dr.Silvio Fuso “Abdurrahman’ın çalışmaları bizim bugün kabul ettiğimiz çağdaşlığın ötesi gibi de görülebilir… Ancak bir tasarımcının bir plancının gözleri, teknik ve maddi araçlarla biçimlenen kinetik akımı,ışığın sonsuz görselliğiyle renklenen kendi deneyimine dönüştürebilirdi… ve ait olduğu Doğu’nun büyük süsleme geleneğini korumuş;hatta ruhani metoforları formal bir çerçeve içinde daha da vurgulamıştır. Abdurrahman Öztoprak’ın eserlerinde farklı dünyaların kapıları birbirine açılıyor”.
Abdurrahman Öztoprak ile ilgili…
26 Mayıs 2011’de Muğla, Akyaka’da vefat eden Abdurrahman Öztoprak, 1927 yılında İstanbul, Rumelihisarı’nda doğdu. Türk Soyut sanatçılarının öncülerinden olarak değerlendirilen Öztoprak, 1945 ve 1951 yılları arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Ardından burslu olarak 1952-1953 yıllarında İtalya’ya giden ve Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitiren sanatçı, genç yaşta katıldığı grup sergilerinin yanı sıra 1954’de ilk kişisel sergisini İstanbul Maya Sanat Galerisi’nde gerçekleştirdi. Aynı yıl Yapı Kredi Bankası’nın kuruluşunun 10’uncu yılı kapsamında ilk kez düzenlenen “Türkiye’nin İktisadi Hayatından Çeşitli İstihsal Faaliyetlerini Gösteren Tablolar” isimli yarışmada, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (AICA) üyelerinden oluşan kurul tarafından 36 sanatçının 38 resminin arasından mansiyona layık görüldü. Ailesinin göç etmesi nedeniyle gittiği Almanya’da, mimar ve tasarımcı kimliği ile çalışırken bir yandan da resim çalışmalarını sürdürdü.
Öztoprak sanat hayatındaki dönüm noktasını 1967 yılında Almanya’da açılan bir sergide gördüğü Alman-İsviçreli Soyut Ekspresyonist Paul Klee’nin bir eseriyle karşılaştığı an olduğunu kendi sözleriyle söyle açıklar; “Bu sergide gördüğüm Paul Klee… Özel bir koleksiyondan getirilmiş, küçük bir alcı levha üstüne önce altın fon, bu fonun üstüne yaptığı suluboya çalışması ile yıllardan beri aradığım gerçek devinimin çıkış noktasını bulmuş oldum!”
15 yıl yaşadığı Almanya’dan döndükten sonra vefatına kadar hayatını geçirdiği Akyaka’da resim çalışmalarına devam eden ve az eser vermiş olmasıyla bilinen sanatçının eserleri Türkiye’de ve dünyada Hermitage Müzesi gibi önemli müze ve koleksiyonlarda yer almaktadır. Resimlerine yoğun şekilde hissedilen “ritmik ve lirik” duygunun kaynağı hayatının önemli bir parçasını teşkil eden Klasik Müzik tutkusudur. Abdurrahman Öztoprak Türk modern sanat tarihi içinde önemli bir yere sahip olan ve Soyut resim sanatının öncülerindendir. “Öztoprak’ın Anısına” sergisinden önce sanatçının yine Elgiz Müzesi’nde 80. doğum günü kutlaması nedeniyle gerçekleştirilen 2007’de “Mekanın Şiirselliği: Öztoprak ve Jenerasyonu” sergisi ve 2008’de Venedik’te Ca’ Pesaro Uluslararası Modern Sanatlar Müzesi’nde gerçekleştirilen “Kalp Coşkusunun Yüce Figürleri” sergileri onun Türk ve dünya sanat tarihi içinde önemini vurgulayan son sergileri olmuştur.